Daha önceden sıksık yaptıpğım Milliyet’in sitesinden haber okuma işini haftalardır yapmadığımı farkettim. Sebebine gelince, haberleri okur okumaz insanın sinirleri tepesine çıkıyor, kan beynime sıçrıyor, ağzım bozuluyor.
İnsanı sinirlendren iki tip haber var. Birinci grup, haberin içeriği sinir bozucu olanlar. Zaten bu tip haberlerin başlığı sinir bozucudur. Başlıktan sonra gelen özet cümlesi bile insanı çileden çıkarmaya yeter bazen. Zaten o tip haberleri hiçbir zaman okumam ama milliyet sağolsun bu tarz haberleri manşetten patlatınca ister istemez insanın morali yerle bir oluyor. Düşünsenize, bilgisayarın başına oturup, bugün ülkede neler olmuş diye siteye giriyorsunuz, karşılaştğınız ilk 5 haberden birinin başlığı şöyle “on yaşındaki kıza tecavüz edip kafasını taşla ezdiler…”. Öff ulan diyip başka bir habere geçiyorum. Burada ikinci tür sinir bozucu haber kategorisi ortaya çıkıyor.
İkinci grup sinir bozucu haberler de haberin özünde birşey olmadığı halde gazetenin bunu abartıp saçma sapan bir hale getirmesinden kaynaklı. Örneğin, harp okullarının açılış töreninde askerlerin kılıç çekmesini “asker Abdullah Gül’e kılıç çekti” şeklinde bir başlıkla sunan gazete, gayet sıradan bir olaydan bir sansasyon yaratmak konusunda başarılı.
Asıl sinir bozucu olan ise, yorumlar. Bazen yazılan yorumları görünce neden bazı insanların beyninin göbek deliği pisliğinden ya da ayakkabı tabanından yapıldığını sorarım hep kendime. Hatta bazen o yorumlar okadar çileden çıkarıcı olur ki, küfür repertuarımda ne var ne yok hepsini o an sıralarım.
Bütün bu sebeplerden dolayı artık gazete okumuyorum. Kafam rahat. Tabi, zaman zaman dünyaya gözleri kapatıp rahatlayan kafa daha nekadar rahat kalabilecek.