Büyükada’nın her tarafında dolaşırken gözünüze çarpan güzel yapılar o kadar çoktur ki, insan adeta paralize olur. Bir süre sonra hepsi birbirine benzermiş gibi gelmeye başlar. Ancak Ada’nın arka taraflarında (Maden) ana cadde üzerinde (Yılmaz Türk Caddesi) eski bir yapı vardır ki o güzelliklere alışmış, ukala bakışlar bile bu yapıyı gözden kaçıramaz. Gerçek adı Sabuncakis Köşkü olan bu yapı, Büyükada halkı tarafından üzerindeki figürlerden dolayı “Arılı Ev” olarak da anılır.
Sitemin sembolü olarak kullanacak kadar çok sevdiğim bu binanın hikayesini kısaca anlatmaya çalışacağım.
Bundan tam 104 sene evvel (1904 yılında) inşa edilen bu binayı tasarlayan mimar, Atina Üniversitesi Mimarlık Fakültesi profesörlerinden Prof. Fotiadis’tir. Üç kattan oluşan bu binanın girişi üzerine inşa edildiği arazinin eğiminden (dikliğinden) dolayı en üst kattan. Zaten resimde görünen kısım en üst, aynı zamanda giriş katı. Kapının önündeki ufak köprüden geçerek binanın girişine varıyorsunuz. Eski Yunan tarzı daha kapının önündeki sütunlardan kendini belli ediyor. Girişteki alınlık Antik Yunan mabedi havası vermede belki de en başarılı kısım. Ayrıca keskin dikdörtgenlerden oluşan pencereler ve pencereler üzerindeki oval alınlıklar da bu tarzı desteklemiş. Binanın batı cephelesindeki denize nazır teras ise yanlara doğru birer balkonla uzatılmış. Köşkün eksi birinci katında (alttan ikinci kat oluyor) salon var. Bu salonun hatları da tıpkı kapılarda, pencerelerde olduğu gibi keskin dikdörtgen hatlara sahip. Bu salonda resimler, yazılar ve bir takım işaretler ilk ilgi çeken kısımlar. Onun bir alt katı da bodrum. Bunun dışında kocaman bir bahçesi ve kendine ait rıhtımıyla “♫ ah bir zengin olsam ♫” dedirten bir yapıdır.
Halk arasında Arılı Ev, Köprülü Ev, Gözlü Ev vs. gibi birçok isimle anılan bu binanın bir Mason locası olduğu söylenir. Bu iddianın aslı var mıdır bilemem ama belki de üzerindeki semboller, işaretler böyle bir intiba bırakmaktadır.
Köşkü yaptıran Sabuncakisler’den de kısaca bahsedecek olursak, Girit’te bitki köklerinden sabun imal eden bir babanın oğlu İstanbul’a göçer. 1874 senesinde İstari Sabuncakis Efendi İstiklal Caddesi’nde bir çiçekçi dükkanı açar. Ardından Selanik ve -Cumhuriyet’in ilanından sonra- Ankara’ya da şube açan firma günümüzde yedi şube ile faaliyetine devam etmektedir.
Yaşayan bir Antik Yunan yapısı gibi görünen bu köşkü atmosfer olarak zaten Büyükada’dan başka bir yer kaldıramazdı. Nereye yapılırsa yapılsın fazlalık gibi duracaktı. Ama Büyükada’da böyle bir durum yok; köşk, içinde bulunduğu çevre ile gayet barışık bir tablo çiziyor ve yolu Büyükada’ya düşen herkese bu köşkü ziyaret etmesini (hiç değilse önünden geçmesini) tavsiye ediyorum.
Süleyman, Köşk’ün içine ait fotoğraflar da var mı elinde?
Malesef yok ama ilk fırsatta olacak. O değil benim makinayı götürdüler :)
Makina olayını yeni idrak edebildim :) Çok geçmiş olsun.
köşkün içini nasıl gezebilirim ???
hatırladığım kadarıyla içini gezme imkanı yoktu ama belki de vardır.
Kosk gecen yıl yenı sahıbıne satıldı sanıyorsam, icini gezme fırsatımız yok. Fakat bu ve dıger kosklerı doyasıya gorebılmenız ıcın sızlerı Buyukada’ya beklerız.
Bu kosk, bir rivayete gore ılk mason toplantılarının yapıldıgı mekan olarak da bilinir.
benim babam 18 yıldır büyükada da çalışıyo faytonculuk yapıyo yazınları adaya gidiyoz bizi gezdiriyo faytonla gözlü evin ordan geçiyoz bize gözünü çevirip bakıyo bu gerçek bir efsane
Burası benim casa