Geleneksel yaygın kitle iletişim araçlarını (radyo ve televizyon) sıradışı bir kitle iletişim aracı olarak internetle mukayese ettiğimizde, karşımıza çıkan en önemli ayrım, dinleyicinin konumu ile ilgilidir.
“Popüler” sözcüğü, Latince’deki “populus” yani “halk” sözüğünden gelir ki İngilizce’deki “people” sözcüğünün kökeni de buraya dayanır (Harper, 2001). Latince’nin varislerinden İtalyanca’da “popolare” ve İspanyolca’da “popular” şeklinde kullanılan sözcük, direkt olarak “halka dair” anlamı taşır ve “musica popular” İspanyolca’da “halk müziği” karşılığı olarak kullanılır. Bu çıkarım, “halk müziği” ifadesinin ülkemizdeki algısıyla örtüşmese de “halk” kavramının sözkonusu tanım içerisinde ciddi bir yeri olduğu gerçeğini göstermesi bakımından önemlidir. Elbetteki, popüler müzik kavramının etimolojik statüsüne dair uzun uzadıya bir tartışmanın bize -en azından bu yazıda- pek bir faydası olmayacağı açıktır; ancak, halk kavramının toplumsal sınıflar düzleminde yeniden ele alınmış bir biçimi olarak “kitle” kavramı üzerinde durmak, inceleyeceğimiz tema açısından yararlı olacaktır.
En basit anlamda kitle, “insan topluluğu” olarak tanımlanabilir. (TDK, 2009) Ancak güncel anlamda kitle kavramını, kitle iletişimi kavramından ve kitle iletişim araçlarından soyutlamak mümkün değildir. Kitle iletişim araçları, halka her türlü iletiyi taşıyan vasıtaları ifade eder (Erol, 2002:26) ve kitle iletişim araçları, popüler kültürün yayılma sahalarından başlıcası olması nedeniyle önem arzeder. Kuşkusuz, BBC’nin radyo yayınına başladığı 14 Kasım 1922 tarihinden beri köprülerin altından çok sular aktı ancak kitle iletişimindeki asıl kırılmanın 1992 yılında; yani internetin, Amerikan Ordusu ve üniversiteler tekelinden çıkarak küresel düzeyde sıradan insanların kullanımına açılmasıyla gerçekleştiği söylenebilir.
Geleneksel yaygın kitle iletişim araçlarını (radyo ve televizyon) sıradışı bir kitle iletişim aracı olarak internetle mukayese ettiğimizde, karşımıza çıkan en önemli ayrım, dinleyicinin konumu ile ilgilidir. Geleneksel kitle iletişim araçlarında dinleyici “salt alıcı” konumdadır, bir başka deyişle pasif bir konumdadır; yapılan yayını dinlemek ya da dinlememek arasında bir seçim yapabilir ancak. Bu durumun doğal bir sonucu olarak geleneksel kitle iletişimi, medya tekelleri tarafından dinleyicilerin toplu olarak bir yayına maruz bırakılması halini alabilir. Bu durumun popüler kültürün yayılmasında oynadığı rolün, medya tekellerine sağladığı “dinleyicinin dahil olduğu kollektif bir beğeniniye yönelik üretilerin sunulması yerine, dinleyicinin beğenilerini şekillendirici bir yapıya da sahip olması” imkanından sözedilebilir. Yapımcıların, bazı üretileri hatta kişileri birer proje olarak kitle ilitişim araçları vasıtasıyla kültür endüstrisinde pazarlayabilmesi, geleneksel medyanın bu dayatmacı yönünün “ganimetlerinden” başka birşey değildir.
Sıradışı bir kitle iletişim aracı olarak internetin, geleneksel kitle iletişim biçimlerinden farkını iki boyutlu olarak ele alabiliriz. Birinci boyutta dinleyicinin salt alıcı olma durumunun esnediğinden sözedilebilir. Bir başka deyişle, internetin karşılıklı etkileşim opsiyonu, sanatçıların geleneksel “erişilemezlik” durumunu zayıflatarak dinleyicinin -belli ölçüde de olsa- sürece dahil olmasını sağlar. Örneğin, sanatçı -ya da yapımcı- yeni çalışmalar(ıy)la ilgili olarak çok sayıda dinleyicinin beğenisine dair geri bildirimleri, internet aracılığıyla geleneksel iletişim biçimlerine kıyasla çok kısa süre içerisinde alabilir. Bu durumu elbetteki Reisman’ın “pasif çoğunluk aktif azınlık” kavramından bağımsız ele alamayız. Reisman kabaca, dinleyicilerin pasif çoğunluktan ve aktif bir azınlıktan oluştuğunu, pasif çoğunluğun yalnızca tüketici konumda olduğunu ve aktif azınlığın ise müziğin gelişimine katkıda bulunan yaratıcı kesimden oluştuğunu söylüyor. (Negus, 1996:12) Yanlış anlaşılmasın, bu noktada pasif çoğunluğun aktifleşmekte olduğunu iddia etmiyorum, sadece yeni iletişim imkanlarının da yardımıyla aktif azınlık tabir edilen kitlenin genişlediğini söylemek istiyorum. Özetle, aktif azınlık olma durumu, sanatçı ile fiziksel iletişim kurma fırsatına sahip kimselerin tekelinden çıkmış ve mekan kavramını dışlayarak tabana yayılmıştır ki popüler müzik üretilerinin biçimine dair rota tayini açısından aktif(leşen) kitleden gelen geri bildirimler önemli olabilir.
İkinci boyutta ise internet aracılığıyla hızlı veri transferi sayesinde müzik dinleme kavramına nesne olan müzik eserlerinin, pazarlama literatüründe “kulaktan kulağa pazarlama” (word of mouth) olarak geçen yayılma şekli ile “aşağıdan” yayılmasından sözedilebilir. Bu yayılma biçimi, “belirli bir ürün hakkında kişilerin arkadaşlarıyla, yakınlarıyla vs. düşüncelerini paylaşması” şeklinde tanımlanır. (Kotler & Armstrong, 2003:g-11) İnternet ortamında kulaktan kulağa pazarlamaya, “eposta gruplarına gönderilen epostaların birkaç dakika içinde yüzlerce hatta binlerce kişiye ulaşması ya da Facebook profillerine yazılan bir ifadenin, eklenen bir bağlantının veya multimedyanın yüzlerce kişi tarafından görülmesi ve beğenenler tarafından aynı şekilde paylaşılabilmesi” örnek olarak gösterilebilir. Bu durumun popüler müzikle ilişkisine bakacak olursak, popüler müziğin internet üzerinde artık belirli odaklardan gelen tek taraflı bir popülerlik dayatması yerine kaotik olarak gelişen ve kolektif nitelikteki bir beğeni anlayışının oluşmasından söz edilebilir. Kuşukusuz, bu durumun en somut ve en belirgin örneği, Youtube’un popüler müzik camiamıza kazandırdığı iki kardeştir, yani Öykü ve Berk Gürman’dır. Bu gençler tamamen amatör koşullarda ve yine profesyonel sayılamayacak bir icrayla kameraya alınmış bir şarkıyı -Evlerinin önü boyalı direk- henüz erişim yasağının olmadığı günlerde Youtube’a yüklemişlerdi. Bu videoyu izleyip beğenenler, videoya ait bağlantıyı (link) birilerine gönderdi, o birileri de diğerlerine derken sözkonusu video birkaç ay içerisinde iki milyondan fazla kişi tarafından izlendi ve video hakkında binlerce yorum yapıldı. Videoyu hazırlarken veya Youtube’a yüklerken böyle bir kitleselleşmeyi hayal dahi etmedikleri videonun her halinden anlaşılıyor. Zaten sürecin sonrasında çıkardıkları albüme verilen “Kısmet” ismi de bu bakımdan anlamlıdır. Kaldı ki, insanların bu videoyu beğenmesinin ve videonun beğenildikçe “word of mounth” aracılığıyla dalga dalga yayılmasının, kimsenin planladığı ya da organize ettiği bir olay olmadığı da aşikar. Bu beğeninin sebepleri üzerine konuşmak için teferruatlı bir analiz gerekir ve bu konu yazının kapsamını aşacaktır ancak bir temaya değinmeden edemeyceğim. Şarkının yayılmasında, şarkıda belirgin olarak var olan Arap müziği etkisini önemsiyorum. (Not: Bu şarkıya birçok açıdan benzeyen Ela del’uvna isimli (Mansuroğlu, 2005) Hatay yöresi Arapları’na ait bir şarkı vardır) Bu konu, Arabesk’in, toplumun kulağında ve belleğinde edindiği yer ile ilişkilendirilebilir ancak bu şarkıdaki Arap etkisi ile Flamenko’nun köklerinde yatan Arap ritmlerinin gösterdiği paralellik üzerinden kurulan bağ, ülkemiz dinleyicisinin kulağının aradığı bir tınıyı, tarzı ya da ‘sound’u -farkında olmadan- yakaladı ve şarkı, milyonlarca kişi tarafından dinlendi. Grubun popüler müzik piyasasında yer edinmesi ise eserin kulaktan kulağa pazarlama ile başarısını ispatladıktan sonrasına tekabül eder.
Yukarıdakilerden bir genelemeye varmaya çalışırsak, toplumun kollektif kulağı, internet sayesinde duymak istediği bir tarzla ya da ‘sound’la karşılaştığında bunu popülerlikle ödüllendirebilir. Elbetteki geçmişte dinleyicilerin kulağında yer edinenlerden soyutlanmış bir beğeni anlayışının ortaya çıkmadığı bir gerçek. Aynı şekilde, intertnetin popüler müzik alanında tam demokrasiyi getirdiğini de söyleyemeyiz ancak geleneksel kitle iletişim araçlarına kıyasla popüler müziğin şekillenmesinde kollektif beğeninin de etkili olabildiğini, dinleyicinin payının arttığını, bir başka deyişle aktif dinleyici kitlesinin internet sayesinde genişlemekte olduğunu söyleyebiliriz.
Süleyman Cabir Çıplak
Bu yazı ilk kez Porte Dergisi’nde (yıl:2; sayı 7; sayfa 31-33) yayınlanmıştır.
Kaynakça:
Erol, Ayhan. (2002). Popüler Müziği Anlamak (pp 26). Bağlam Yayınları: İstanbul
Harper, D. (2001). Online Etymology Dictionary: http://www.etymonline.com/index.php?search=people
Kotler, P. & Armstrong, G. (2003). Glossarry. Principles of Marketing (pp g11). Cambridge, UK: Cambridge Press.
Mansuroğlu, Gökhan. (2005, Ocak 17). Dosyalar, Şarkı Sözleri. Antakya Müzik Mail Grubu: http://groups.yahoo.com/group/antakyamuzik/files
Negus, K. (1996). Audiences. Popular Music in Theory (pp 7-35). Wesleyan University Press.
Parker, P. M. (2009). Webster’s Online Dictionary: http://www.websters-online-dictionary.com
TDK. (2009). Türk Dil Kurumu Genel Türkçe Sözlük: http://www.tdk.org.tr/