Doksan yıla yakındır çözülememiş bir konuya dair birkaç kelam ettmek istiyorum. Tunceli mi Dersim mi? Tunceli Belediyesi mi demek gerek Dersim Belediyesi mi? Göründüğünden daha büyük bir sorundur bu. Neticede bu iddiaların her ikisinin sahipleri tarafından da bu iddialar karşı tarafa bir şeyler kabul etttirme, karşıdakine bir konuda diz çöktürme gereci olması bakımından çok derin anlamlara sahip. Peki hangisi haklı? Cevap; ikisinin de haklı ve haksız olduğu konular var.
Şimdi teferruatlara inelim, tanımlardan başlayalım.
Dersim, Kürtçe ya da Farsça’da “Gümüş Kapı” anlamına gelir (Bu iki dil, ortak bir kök dilden geldiği ve ortak bir kelime dağarcığını sahiip olduğu için hangisinden geldiğini tam olarak tespit etme imkanı yoktur, o bakımdan her ikisini de andım) Yukarı Fırat havzasının en kuzeyinde, Fırat Nehri’nin doğu-batı istikametinden kuzey-güney istikametine doğru kavis yaptığı bir alanın kuzeyinde bulunan, ahalisinin tamamına yakını Kürt (Kurmanc veya Zaza) Alevi aşiretlerde oluşan geniş bir konfederasyonun, etnik, dini ya da kültürel havzanın eskiden beri kullanılan adıdır. Buna ek olarak, 1879 yılında ise Osmanlı idaresi tarafından Mamural-ül Aziz (bugünkü Elazığ’ın tamamı ile Malatya’nın da büyük kısmını kapsayan bir idari yapı) vilayetinden ayrılarak Hozat merkez olmak üzere kurulan ve 1886’da yani 7 yıl sonra tekrar kaldırılan kısa süreli bir Dersim Vilayeti vardır.
Tunceli ise Cumhuriyet devrinde 25 Aralık 1935 tarihinde, Dersim havzasının büyük bölümünü içine alacak şekilde kurulmuş olan bir vilayettir. Vilayet merkezi olarak Mameki adında bir köye valilik ve belediye gibi bürokratik ve idari merkezlerin inşa edilmesiyle ortaya çıkmıştır.
Şimdi bu iki tanıma bakacak olursak karşımıza birkaç tane hakikat çıkıyor. Birincisi, Dersim, Tunceli’den daha büyük bir alana tekabül ediyor. Yani Dersim ifadesi aslında bütün Tunceli vilayeti, Erzincan’ın pek çok yeri, Elazığ’ın kuzeydoğu kesimleri, Sivas’ın Erzincan’a yakın bir iki ilçesini de içine alarak azalarak Bingöl’e ve Varto’ya kadar uzanan bir havzayı kapsar. Yani matematikteki kümeler konusu ile ifade edecek olursak, Dersim Tunceli’yi kapsar, Tunceli Dersim’in alt kümesidir. Harita ile gösterecek olursak şöyle bir şey olur:
Haritada da görüleceği üzere, Tunceli Dersim’in sadece bir bölümüdür. Kaldı ki Tunceli Merkez, ki eski adı Mameki, Dersim’i tek başına ifade etmenin çok uzağındadır. Bu bakımdan Tunceli merkez ilçenin belediyesinden “Dersim Belediyesi” şeklinde bahsetmek abesle iştigaldir. Çünkü Dersim, idari bir birim ifade etmediği için bir beledisi de olamaz ve Dersim’in belirgin bir merkezi yoktur. Ayriyeten Dersim havzasının bir merkezi olacaksa o da yine Tunceli Merkez (Mameki) olması çok matıklı değil, zira büyük aşiretlerin konumlanması bakımında Hozat idari merkez olmaya, Nazımiye ise dini merkez olmaya daha yatkındır. Ama ikisi de neticede resmi olarak (7 yıllık Dersim Vilayeti tecrübesi hariç) merkez rolü oynamamıştır.
Toparlarsak, eğer merkez ilçesinden bahsediyorsak kesinlikle Tunceli uygundur. Eğer Tunceli vilayetinden ya da idari sınırları içerisinde kalan bir yerden bahsediyorsak da yine Tunceli ifadesinin kullanılması daha uygundur. Buna karşın, ortak kültür, din, inanç, müzik gibi kavramlardan bahsediyorsak kategorik olarak Tunceli vilayet sınırının çok daha ötesinde bir alana tekabül eden Dersim ifadesini kullanmak doğrudur. Ancak her iki durumda da “Dersim Belediyesi” gibi bir saçmalığı sığdırabileceğimiz bir yer yoktur. Öte yandan, “Tunceli ifadesi varken Dersim diyemezsin” ifadesi de saçma ve anlamsızdır. Haritada Tunceli’nin yerini gösteremeyecek adamların, insanlara tepeden bakarak, sırtını devletçiliğe yaslayıp insanları tehdit ederek “öyle değil böyle diyeceksin” şeklinde insanları hizaya çekmeye kalkması tek kelime ile ahlaksızlıktır. Tunceli vilayetinin tamamı Dersim olarak bilinen tarihi kültürel havzanın içinde yer alır, bu kimsenin değiştiremeyeceği bir hakikattir. Bu bakımdan, İstanbul’dan Tunceli/Pertek’e seyahat etmekte olan bir kişi pekala “Dersim’e gidiyorum” diyebilir. Bunda en ufak bir yanlışlık yoktur.